Suriye’de yaşanan vahşet, emperyalist güçlerin ve onların bölgedeki işbirlikçilerinin insanlık dışı yüzünü bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama gibi Alevi nüfusun yoğun olduğu bölgelerde, kadın, çocuk, yaşlı demeden sivillere yönelik katliamlar, insanlık tarihinin kara bir lekesi olarak kayda geçiyor. Bu katliamlar, sadece Suriye halklarına değil, tüm insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Ancak bu vahşet, halkların özgürlük ve direniş iradesini kırmak bir yana, daha da güçlendiriyor. Çünkü halklar, artık emperyalistlerin ve onların uşaklarının yarattığı bu cehenneme boyun eğmeyeceklerini her fırsatta haykırıyor.
Emperyalistler ve İşbirlikçileri Katliamların Asıl Sorumlularıdır!
Suriye’deki katliamların arkasında, emperyalist güçlerin ve onların bölgedeki işbirlikçilerinin kirli çıkarları yatmaktadır. ABD, İngiltere, İsrail ve faşist Türk devleti, bölgedeki istikrarsızlığı kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak, halkların özgürlük mücadelesini bastırmaya çalışıyor. Özellikle Türkiye’nin HTŞ (Heyet Tahrir el Şam) gibi cihatçı gruplara verdiği lojistik, askeri ve siyasi destek, bu katliamların devam etmesinde kritik bir rol oynuyor. Türk devleti, bölgedeki cihatçı çetelerle işbirliği yaparak, Suriye’deki halklar arası barışı hedef alan bir politika izliyor. Bu politika, sadece Suriye halklarına değil, tüm bölge halklarına yönelik bir tehdittir.
Ancak bu katliamlar, halkların örgütlenerek karşı koyuşunuda dayatmaktadır. Lazkiye’de Alevi köylerine yönelik saldırılar karşısında halkın örgütlü direnişi, bu gerçeğin en açık göstergesidir. Ezilen ve katliam tezgahlarından geçirilen halklar, emperyalist müdahalelere ve cihatçı grupların saldırılarına karşı kendi özsavunma mekanizmalarını geliştirmek zorundadır.
Cihatçı Çeteler: Emperyalizmin Kanlı Uşaklarıdır!
HTŞ gibi cihatçı gruplar, emperyalist güçlerin bölgedeki kirli planlarını hayata geçiren kanlı uşaklardır. Bu gruplar, farklı inanç ve etnik gruplara yönelik düşmanlık temelinde şekillenen politikalarıyla Suriye’deki krizin daha da derinleşmesine neden oluyor. Ancak bu grupların asıl amacı, halkların özgürlük ve barış taleplerini bastırmak ve emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda bölgeyi yeniden dizayn etmektir. Bu nedenle, HTŞ ve benzeri cihatçı gruplar, Suriye halklarının özgürlük mücadelesinin önündeki en büyük engellerden biridir.
İsrail’in Suriye’deki işgaline tek bir laf etmeyen, tek bir kurşun atmayan HTŞ ve diğer cihatçı çeteler, söz konusu Aleviler ve diğer inançlar olunca cihat ilan edip, kan dökmeyi marifet bilmektedir. Savaşın bile bir hukuku olduğunu bilmeyecek kadar barbarlıkta sınır tanımamaktadırlar.
Ulusların Tam Hak Eşitliği, Halkların Kardeşliği ve Ortak Mücadele
Suriye’de yaşanan bu trajedi, yalnızca bölgesel bir sorun değil, aynı zamanda insanlığın ortak vicdanını yaralayan bir meseledir. Farklı inanç ve etnik grupların bir arada yaşama iradesi, emperyalist müdahaleler ve cihatçı grupların saldırılarıyla hedef alınıyor. Bu durum, ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını savunmanın, inançlar arası eşitliğin ve emperyalist müdahalelere karşı ortak bir mücadele hattı örmenin ne kadar elzem olduğunu gösteriyor.
Suriye’deki katliamlar ve baskılar karşısında sessiz kalmak, bu zulmün devam etmesine zemin hazırlamaktan başka bir işe yaramayacaktır. Halkların kardeşliği ve hak eşitliği temelinde örgütlenecek bir direniş, bu saldırıların son bulması için en güçlü araçtır. Bu nedenle, tüm ilerici ve demokratik güçleri, Suriye’de yaşananlara karşı ortak bir mücadele hattı örmeye ve halkların özgürlük taleplerini savunmaya çağırıyoruz. Yaşanan zulme karşı sessiz kalmayalım, devrim ve sosyalizm mücadelesi ile yeni bir dünyanın yaratılması omuz verelim.
Kahrolsun HTŞ ve Diğer Cihatçı Çeteler
Suriye’deki Katliamlara Sessiz Kalma, Direnişi Büyüt!
Yaşasın Ezilen ve Sömürülenlerin Devrimci Şiddeti!
Kahrolsun Emperyalizm, Faşizm ve Her Türden Gericilik!
Filistin’den Suriye’ye Halkların Katledilmesine Karşı Duralım!
Demokratik Haklar Platformu
Öncü Partizan